top of page

Etiketlemelerin Gücü: “Ben Tembelim” Dediğinde…

  • Yazarın fotoğrafı: Gizem Küçükkaya
    Gizem Küçükkaya
  • 6 gün önce
  • 2 dakikada okunur
Sözcükler sadece havada asılı kalan sesler değildir; beynimiz onları birer “komut” gibi algılar. “Ben tembelim” dersen, zihin bu sözü doğru kabul eder ve davranışlarını bu inanca uygun hale getirir. Psikolojide buna kendini gerçekleştiren kehanet deriz.


Sözcükler sadece havada asılı kalan sesler değildir; beynimiz onları birer “komut” gibi algılar. “Ben tembelim” dersen, zihin bu sözü doğru kabul eder ve davranışlarını bu inanca uygun hale getirir. Psikolojide buna kendini gerçekleştiren kehanet deriz. Yani, kişi kendisi hakkında neye inanıyorsa, o inancı adım adım gerçeğe dönüştürür.


Bazen tembel davranabiliriz, hatta çoğunlukla tembel davranıyor olabiliriz ama bu tembel olduğumuz anlamına gelmez. Bu değiştirilebilir bir durumdur. Bazı sözcükler sadece durumu ve davranışı nitelendirir. "Bugün tembel davrandım, bir süredir tembel davranıyorum." daha uygun bir ifade biçimidir. Ancak "Ben tembel biriyim." diye nitelendirmek bazen bir kaçış yolu ya da bir kurtarıcıya dönüşebilir. Bu da değişim ve gelişim yönündeki en büyük engeldir.


Bu durum sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de geçerlidir. Bir çocuğa sık sık “Sen yaramazsın”, “Sen tembelsin”, “Böyle yaparsan kötü bir çocuk olursun.” derseniz, bu sözler onun kimlik algısını oluşturur. Zamanla çocuk, “ben böyleyim” diyerek bu etiketleri sahiplenir ve buna uygun davranmaya başlar.


Oysa çocuklar birer davranış değildir. Bazen tembellik yapabilirler, yaramazlık edebilirler, hata yapabilirler… Ama onlar özünde değerli, öğrenmeye açık ve gelişebilen bireylerdir. Önemli olan o öze ulaştırmanın yolunu bulmaktır.


Bu yüzden eleştirirken değil, rehberlik ederken konuşalım:

❌ “Sen tembelsin.”

✅ “Bu sefer biraz daha çaba göstermeni isterdim.”

❌ “Sen yaramazsın.”

✅ “Şu anda yaptığın sana keyifli geliyor sanırım ama bu davranıştan çevrendekiler rahatsız oluyor.”


Etiket değil, farkındalık kazandıran sözcükler kullanalım. Çünkü kelimeler, kimliğin tuğlalarını oluşturur. Duyguları yansıtın ve yapmasını istediğiniz davranışı söyleyin. Önerim genelde olumlu iki seçenek sunmaktır. Çünkü çocuklara ne yapmamasını söylerseniz bu havada kalır ancak yapmasını istemediğiniz davranış yerine yapabileceği seçenekler sunarsanız zihni netleşir. Bu yetişkinler için de böyledir. Olumsuz kalıplar duruma saplanmamızı sağlar ama "Seçeneklerim neler?" sorusu bizi isteğimize daha hızlı ulaştıracaktır.


Ben böyleyim, sen böylesin gibi kalıplardan uzaklaşın. Böyle olmayı hedefliyorum, böyle olmanı isterim gibi kalıplar daha işlevsel olacaktır. "Böyle" kelimesinin içini sizler doldurabilirsiniz. Siz nasıl olmak istersiniz ?🧩


-Psikolojik Danışman Gizem KÜÇÜKKAYA

 
 
 

Yorumlar


Psikolojik Danışman / Oyun Terapisti

Gizem Küçükkaya

Pendik Psikolog, Pendik Çocuk Psikoloğu, Pendik Pedagog, Pendik Oyun Terapisti, Kartal Psikolog, Kartal Çocuk Terapisti, Kartal Çocuk Psikoloğu, Kartal Oyun Terapisi, Psikoloji, Terapi, Bireysel Terapi, Çocuk Terapisi, Psikolojik Danışman, Aile, Ebeveyn Yönlendirmesi, Yakınımda, Çift Terapisi, Aile Terapisi, Pendik Çift Terapisi, Pendik Aile Terapisi, Kartal Çift Terapisi, Kartal Aile Terapisi, 

©2023, Psikolojik Danışman / Oyun Terapisti Gizem Küçükkaya 

bottom of page