Ebeveynin Çocuğuna Küstüğü Bir Evde Yetişkin Yoktur / Oyun Terapisi Perspektifinden
- Gizem Küçükkaya

- 28 Kas
- 2 dakikada okunur

Ebeveyn–çocuk ilişkisi, çocuğun yaşadığı ilk bağlanma deneyimidir. Bu bağın niteliği, çocuğun hem bugünkü davranışlarını hem de gelecekteki ilişki örüntülerini belirler. Bu nedenle, ebeveynin sergilediği her davranış, çocuğun iç dünyasında derin bir iz bırakır. Bu davranışlardan biri de çoğu zaman “fark ettirmeden” yapılan ama çocuk psikolojisinde en ağır duygusal yüklerden biri olan küsme davranışıdır.
Peki neden “Ebeveynin çocuğuna küstüğü bir evde yetişkin yoktur” diyoruz? Gelin bunu çocuk psikolojisi ve oyun terapisi açısından detaylandıralım.
1. Küsme, Çocukta Duygusal Sorumluluk Kaymasına Yol Açar
Bir evde yetişkin, duyguları düzenleyen, ilişkiyi onaran ve yöneten kişidir. Ebeveyn çocuğa küstüğünde, duygusal sorumluluk çocuğa geçer.
Çocuk şu sorularla baş başa kalır:
“Annem/babam neden benimle konuşmuyor?”
“Bir hata mı yaptım?”
“Onu nasıl düzeltebilirim?”
“Sevgiyi kaybetmiş olabilir miyim?”
Bu düşünceler, bir çocuğun taşıyamayacağı kadar ağırdır.Oyun terapisinde biz bu çocukları çoğunlukla aşırı uyumlu, sürekli onay bekleyen veya tetikte yaşayan şekilde görürüz.
2. Oyun Terapisinde Küsme Davranışı Nasıl Görünür?
Çocuklar duygularını kelimelerle değil, oyunla ifade eder. Bu nedenle küsme davranışı evde sık yaşanan bir durumsa, oyun odasında şu sembollerle karşımıza çıkar:
Oyuncak yetişkin figürlerinin ‘arka dönme’, ‘saklanma’, ‘yanıt vermeme’ davranışları
Çocuğun sevgi arayışı temalı oyunlar kurması
‘İlişkiyi kaybetme’ korkusunu içeren senaryolar
“Annemi ben üzdüm” temalı öz-suçlayıcı anlatılar
Bu oyunlar bize çocuğun aslında neye ihtiyaç duyduğunu gösterir:Geri çekilen yetişkin değil, ilişkide kalabilen yetişkin.
3. Küsme, Çocukta Koşullu Sevgi Algısı Yaratır
Ebeveynin sessizliği çocukta şu inancı besler:
“Hata yaparsam sevilmem.”
Bu düşünce çocuğun öz-değerini zedeleyen en güçlü inançlardan biridir.Büyüdüğünde:
İnsanları kaybetme korkusuyla hareket eden
Sınır koymakta zorlanan
Onay bağımlısı
İçten içe sürekli “Yeterince iyi miyim?” diye soranbir yetişkine dönüşebilir.
Oyun terapisinde bu çocuklarla çalışırken en temel hedeflerimizden biri, koşulsuz kabulü yeniden deneyimletmek ve çocuğun kendi iç değer algısını onarmaktır.
4. Küsme, Güvenli Bağlanmanın Yerine Tehdit ve Ceza Yerleştirir
Çocuk için en güvenli liman, ilişkide duygusal sürekliliği sağlayan ebeveyndir.Küsme ise bu sürekliliği keser.
Sessizlik, çocuk için “ceza”dır.
Bağ bu şekilde kesildiğinde çocuk:
Hem sevilmek ister
Hem reddedilmekten korkar
Bu ikili duygusal yük, çocukta kaygı ve davranış problemlerinin temelini oluşturabilir.
5. Yetişkinlik Yerine Çocuklaşmış Duygular Hakim Olur
Küsme davranışı, özünde çocuksu bir savunma mekanizmasıdır.Yetişkin zihni değil; kırgın ve incinmiş çocuk zihni böyle tepki verir.
Bu nedenle “Ebeveyn çocuğuna küstüğünde evde yetişkin kalmaz” deriz.Çünkü yetişkinlik sadece yaşla ilgili değildir; duyguları yönetebilme kapasitesiyle ilgilidir.
Peki Çözüm Ne? Oyun Terapisi ve Ebeveyn Danışmanlığı
Oyun terapisinde çocuk, ilişkiyi kaybetmeyeceğini güvenle deneyimler.Her duygu kabul edilir, duygu düzenleme becerileri gelişir ve yaşadığı yük oyun yoluyla hafifler.
Ancak en etkili değişim, ebeveyn danışmanlığıyla gerçekleşir.
Ebeveyne şunu öğretiriz:
Duygularını yönetmek
Çocuğa küsmeden sınır koymak
“Ben dili”yle ihtiyaçlarını ifade etmek
Hataları fırsat olarak gören ilişki modeli kurmak
Koşulsuz sevginin davranışla nasıl gösterileceğini bilmek
Çocuk terapisi ancak ebeveyn iş birliğiyle kalıcı olur; çünkü çocuk evdeki duygusal iklimde büyür.
Sonuç: Çocuğa Küsmek Bir Sessizlik Değil, Bir Yara Bırakır
Ebeveyn çocuğuna küstüğünde, ilişkiyi onarma sorumluluğu çocuğa geçer.Ve bu, onun duygusal dünyasında yıllarca sürebilen bir iz bırakır.
Çocukların yetişkin rolünü taşımaya değil;oynamaya, hata yapmaya, öğrenmeye ve sevildiğini hissetmeye ihtiyacı vardır.
Gerçek yetişkinlik ise, duyguları ilişkiyi kesmeden yönetebilme cesaretidir.
Yorumlar